top of page

Gaudi | Casa Mila / La Pedrera

Tünkut Akata

17 Kas 2024

Zamansız bir mimar...

Zamansız bir mimar, Antoni Gaudi.


Çocukluğunda hastalığından dolayı evinde kaldığı günlerin acısını biyoloji kitaplarından fışkıran doğanın eşsiz bilgileriyle geçirmiştir.


Doğaya çıktığında ise kitaplardaki o bilgiler, size bahsedeceğim sanatına akmış ve eşsiz formlar bulmuştur.


Casa Mila / La Pedrera "Taş Ocağı" diğer adı bu yapının. 


O kadar özgün kıvrımlarla işlenmiştir ki o taşlar bir sanat eserine dönüşmüştür.


Anarşist bir çizgi yığını karşılar bizi o caddenin köşe binasında. 


Köşe dediğime de bakmayın, köşeli bir yeri yoktur. Adeta Montserrat Dağı'nın rüzgar ve yağmurla şekillenmiş bir kesitidir karşınızdaki.


...


Hani ilk defa görülmüş icat hayretiyle birşeye baktığında her noktasını merakla inceler ya insan, bunu yapmamaya imkan yoktur onun eserlerinde.


Neden mi? Çünkü orada bir düzen arasında bir anda masallardan çıkmış gibi yalpalanmış çizgiler, gözle her noktasını keşfetmek için zorlar bizleri. 


Renklerle nefes almış, doğayla dans etmiştir.


Ferforje korkulukların Rönesans eseri  tadında olduğunu hissedersiniz, halbuki ilk yapıldığı yıllarda o kadar aykırı gelmiştir ki otoriteye bu bina, tasarladığı haliyle bitememiştir, sonradan konulabilmiştir o korkuluklar da. 


Lakabı o günlerin mirasıdır, öteyi göremeyenlerin çiğ lafları işte "taş ocağı yapıyor şehrin ortasında".


...


Şimdilerde çoğu mimar bolca kağıdına sığınır. 


Duvar, zemin, tavan... Tek tek bizzat kendisi tarafından ustalarla birlikte işlenmiştir. Malzemenin ruhunu hissetmeden uygulamak namümkündür Gaudi için. 


İçerideki tüm mobilyalara ne demeli!  Ondüle duvarların arasında her detayına iz bırakılmış bir yapı.


Taş, ahşap, demir... Sert bir malzemenin bile onun ellerinde yumuşadığını görürsünüz.


İnsanın makineye karışmaya başladığı o zamanların başında, bir insan el emeğiyle makinelerin arasına girmiştir.


...


Art Nouveau, Modernismo, Neogotik... Bir çok kavram için uzun uzadıya anlatabilir ama akım üstü bir özgünlüktür onunkisi, öncesizlik ve sonrasızlık kıvamında.


Bir akım yaratmak ve yaşarken çıtayı yükselterek devam ettirmek sanatçılar arasında çok azına nasip olur elbette.


"Atölyemin dışındaki ağaç benim akıl hocamdır!" der muzipçe.


Organik tüm formlar ve 5. katını gezerken yılan iskeleti, yaprak, salyangoz, hayvan derisi gibi doğadan feyz alınan herşeyi orada kolayca görebilirsiniz.


Doğa, tasarım kitabının ta kendisidir ve o sayfalar önümüzde hep açık durur! 


En iyi okuyan ve öykünenlerden biri de "Yaratılan bütün varlıklarla temasta olmalıyız" diyen Gaudi'dir.

bottom of page